Sanırım bir rüyaydı ya da gerçek.
Kendimi bir organik pazarın ortasında bulmuştum.
Güzel kokulu domatesler, alımlı çilekler, mis gibi kokan naneler…
Sanırım uzunca zamandır da açtım.
Gözümü bu güzel ürünlerden alamadım.
Hem herkes alıyordu, ben geride kalamazdım.
Üstelik satıcılar o kadar güzel cümleler kuruyorlardı ki..
Hepsine gidesim, hepsinden tadasım geliyordu.
Öyle de oldu.
Pazarda ne kadar kaldığımı hatırlamıyorum.
Geri dönüp baktığımda hatırladığım büyük bir mide sancısıydı.
Organik pazarda nereden çıktı bu sancı demeyin.
E her şeyden yemiştim, ne de olsa hepsi sağlıklıydı.
Tatları da çok güzeldi üstelik, paketleme harikaydı.
Geriye bana kalan yoğun bir kusma arzusuydu.
O gün karar verdim ben.
Mideme seçmeden aldıklarım bünyemi alt üst edebiliyordu.
Yediklerim konusunda seçici olacaktım.
* * *
Uzun süredir çocuklarla çalışıyorum.
Yine uzun süredir yazmıyorum çocuklar konusunda.
Çünkü geçmiş bir günde karar verdim ben.
Yazdıklarım konusunda seçici olacaktım.
Süzülmemiş, test edilmemiş, etkisi görülmemiş fikirler çok.
Bilgi kalabalığı oluşturuyorlar sadece.
Kültürümüze uyarlanmamış fikirler fayda yerine zarar veriyor.
Çok bilmek, alim değil de bilgi obezi yapıyor bizi.
Yıllardır çocuklara dair edindiğim süzülmüş fikirlerle buradayım.
“Klasik sözlerden bıktım, yeni şeyler duymak istiyorum.” diyenler için.
“Boğuldum bilgi içinde, zehirlendim, bir arınmaya ihtiyacım var.” diyenler için.
“İçimdeki suçluluğun ve yetersizliğin dinmesini istiyorum.” diyenler için.
“Mideme aldıklarım kadar sineme aldıklarımı da seçeceğim” diyenler için.
Yeniden merhaba..
Mehmet Teber
Klinik Psikolog
13.01.2021