Apaçık görünen bu çelişki nasıl açıklanabilir? Kim bilir şok edici cevap belki de bu yazıdadır.
Mutluluk ve yaşlanma arasındaki ilişki üzerine yapılan araştırmalar oldukça sağlam ve derindir ve tüm bu çalışmalar aynı sonuca işaret etmektedir: Yaşlı insanlar, sağlık ve ilişki kaybı sorunları ile mücadele etmelerine rağmen daha mutlular.
Fakat yine de burada rahatsız edici bir durum var. Amerikan Psikoloji Derneği tarafından 2010 yılında yayımlanan geniş bir araştırmada, on altı yıl boyunca her dört yılda bir 25 ila 104 yaş arasındaki 3.617 Amerikalının benlik saygısı incelendi. Araştırmacıların vardığı sonuç, benlik saygısının emekliliğe kadar ya da yaklaşık 60-65 yaşına kadar istikrarlı bir şekilde arttığı ve bu yaş aralığından sonra ise sürekli olarak azaldığıydı.
Bu çalışmaya rastladığımda şok oldum ve bu sonuçlara inanmakta zorluk çektim. Mutluluk ile benlik saygısı yakın akraba değiller miydi? Gerçekten biri olmadan diğerine sahip olunabilinir mi? Bu beni özellikle çok etkilemişti çünkü hayatım boyunca yaşım öz güvenim ve mutluluğum aynı oranda birlikte yükselmişlerdi. Anladığımdan emin olmak için daha fazla okudum. Evet, araştırmaya göre, benlik saygısı – birinin birey olarak sahip olduğunu hissettiği tüm değer- yaşamın ilerleyen dönemlerinde azalıyordu.
Yazarlar bu yazıda bir parça iyimserlik sunabilmek için, benlik saygısını azaltmanın gelgitin durduruyormuş gibi görünen iki faktör ortaya koydu: “zenginlik” ve / veya “sağlık”. Zenginlik ve sağlığın daha büyük bir bağımsızlık duygusuyla bağlantılı olabileceğini ve bunun da benlik saygısını artıracağını söylediler. Ya da servet ve sağlık, bireyin ailesine ve topluma daha fazla katkıda bulunmasını sağlayacağından, benlik saygısını artırabilir. Bu teorileri rahatsız edici buldum. Benlik saygısı gerçekten parayla satın alınabilir miydi?
Diğer çalışmalar, insanların yaşlandıkça benlik saygısında ciddi bir düşüş olduğu fikrine meydan okuyor. Örneğin, 70-103 yaşlarındaki 462 kişiyle yapılan bir araştırma, düşüş miktarının küçük olduğunu ve esas olarak en yaşlı ve ölüme yakın olan insanlar arasında meydana geldiğini buldu. 2015’teki bu araştırmaya göre benlik saygısı ilerleyen yaşta da nispeten sabit kalmıştır. Bu araştırmacılar grubu, dört faktörün yaşlılar arasında benlik saygısını desteklediğini bulmuştur: Sağlık, bilişsel yetenek, kontrol duygusu ve sosyal içerme/toplumsal kapsayıcılık.
Zenginlik, sağlık, kişinin bilişsel yeteneklerine inanma, kontrol duygusu ve ilişkiler; bu faktörlerin yaşlıların benlik saygısını korumada rol oynayabileceği düşüncesi mantıklıdır.
Peki gerçek suçlu kim?
Bununla birlikte, yaşlı insanlar arasında benlik saygısı eksikliğine asli katkıyı sunduğuna inandığım başka bir faktörden şüpheleniyorum: Yaş ayrımcılığı. “Yaş ayrımcılığı” sözü ile hem yaşlı insanların sadece yaşları nedeniyle daha az önemli olduğu inancını hem de bu inançtan kaynaklanan yaygın ayrımcı uygulamaları kastediyorum.
Hepsi olmasa da yaşlı insanların birçoğu da kültürümüze yerleşmiş olan yaş ayrımcılığını içselleştirmiştir. Bu içselleştirilmiş ayrımcılık, benlik değeri anlayışını ister istemez etkiler. Genç veya orta yaşlı insanlardan “daha eksik” olma duygusu, beceriler, sağlık veya servet gözetmeksizin herhangi bir yaşlı kişinin güvenini tehlikeye sokar.
Yale araştırmacısı Becca Levy tarafından yapılan yaş stereotipinin zararlı etkilerini gösteren etkileyici bir çalışmada, yaşlanmayla ilişkili olan olumlu ya da olumsuz kelimeleri yaşlı denekler tarafından bilinçaltı ile “anlaşılabileceği” bir ekrana bir anlığına yansıttı. Yaş Ayrımcılığına Karşı Bir Manifesto kitabının yazarı Ashton Applewhite bu deney hakkında “Deneyler, ileriki yaşlar hakkında olumlu mesajlara maruz kalan yaşlı insanların olumsuz mesajlara maruz kalan yaşlı insanlardan daha sağlam bir hafızaya sahip olduklarını ve yeteneklerine daha fazla güven sergilediklerini gösterdi” demekte.
Yaş ayrımcılığı Nedir?
Yaş ayrımcılığının yaşlı insanların benlik saygısını etkilemesinin birkaç yolu:
İş hayatında ayrımcılık yapma: İş ayrımcılığı hem kişinin maddi durumunu hem de kendi kendine yeterliliğini etkiler. Applewhite “Yaşlı insanlar iş piyasasının dışında kalmaya zorlanırlarsa kendi kendilerine yetmeleri nasıl bekleniyor?” diye soruyor.
Stereotip (Kalıplaşmış Yargı): Yaşlı insanlar “moruk”, “acuze”, “bunak” ve daha kötü vasıflarla nitelendirilir. Bu stereotipler utanç ve kendinden nefret etmeyi güçlendirir. Applewhite’ye göre, “Utanç, dışsal olarak dayatılan klişeleşmeye olduğu kadar benlik saygısına ve yaşam kalitesine de zarar verebilir.”
Engelli ayrımcılığı: Engelliler toplumumuzda damgalanmaktadır; bedenleri güçten düşen ve baston, yürüteç ve tekerlekli sandalye kullanması gereken yaşlı insanlar, yaygın yaşlanma önyargılarına ek olarak bu önyargılara da maruz kalırlar.
Bağımlılık ayrımcılığı: Yaşlı insanlar genellikle çocuklarından, hemşire yardımcılarından veya eşlerinden yardım alabilirler. Ancak toplumumuzda yardım istemek zordur çünkü “yardıma ihtiyaç duymak” tamamen kendi kendine yetme dünya görüşünün bir parçası değildir. Bununla birlikte, yaşlıların yaşamları, bu önyargıyla savaşmanın bir yolunu bulamazlar ve onurlu bir şekilde yardıma muhtaç olduklarını kabul etmezlerse önemli ölçüde daralabilir.
Görünüm hakkında yargı: “Yaşlı görünmek” kültürel güzellik standartlarımıza ihanet olarak kabul edilir. Kadınlar, yaşlanmanın korkunç suçu (!) nedeniyle erkeklerden daha sert bir şekilde yargılanır. Bu arada, daha genç görünmeye çalışan kişileri de yargılamıyorum. Onları toplumun önyargılı görüşlerinden kaçmaya çalıştıkları için kim suçlayabilir ki?
Böyle bir durumda siz ne yapabilirsiniz?
Yaşlanırsanız – ki yaşlanacaksınız- ve kendinizi başkalarından, hatta genç benliğinizden “daha eksik” hissediyorsanız, nedenini sormaya başlayın. Sebebi vücut sistemiyle alakalı yaşlanma, içselleştirilmiş yaş ayrımcılığı veya ikisinin bir kombinasyonu olabilir.
Hayatı kendiniz ve herkes için daha iyi hale getirmek için, bir anti-yaş ayrımcılığı aktivisti olmak isteyebilirsiniz. Ele alınması gereken birkaç potansiyel sorun şunlardır:
Yaşlıların bakıcıları için zayıf ödenek ve yan yardımlar sorununu çözmek, iş ayrımcılığına karşı kampanyaları savunmak, yaşlılar için sunulan sağlık hizmetlerini desteklemek … ve liste böyle devam edebilir.
Kişisel düzeyde, içselleştirilmiş yaş ayrımcılığı farkındalığı, dünyayı ve kendinizi yeni gözlerle görmenize yardımcı olabilir. En azından, kendi saygınızı daha az hak ettiğinizi hissetmeye başladığınızda kendinizi duraklatmak ve kendinizi düzeltmek için eğitebilirsiniz. Benliğinize yönelik basmakalıp ifadeleri, kendinizi sevme, kendinize saygı gösterme ve kendinizi ifade etme kararlılığıyla değiştirebilirsiniz. Kim olduğunuzu takdir etmek ve ona değer vermek her yaşta mutluluğun temel taşıdır.
Kaynak: https://www.psychologytoday.com/us/blog/changepower/202007/why-are-older-people-happier-less-confident