Karşınızdakinin, sizi kendinden aşağıda göstermeye uğraştığını fark ettiyseniz aslında kendini önemli göstermeye çalışıyordur. Onların yanındayken açıklayamadığınız nedenlerden kendinize daha acımasız davranır ve neden bu kadar başarısız olduğunuzu düşünürsünüz. Onlardan uzaklaşmak rahatlama sebebidir. Böylece gevşeyebilir ve kendiniz olabilirsiniz.
Aşağılık kompleksi olan kişiler kendilerini pohpohlayıp daha yukarılarda görünmeye çalışırlar. Viyanalı Psikoanalist Alfred Adler, “üstün olmak için uğraşanlar” olarak bu tip kişileri tanımlayan ilk kişidir. “Aşağılık kompleksi” terimini de ortaya atan Adler, kendi zayıflığına inanmış, ikna olmuş kişilerin, etraflarını güçlü bir kabukla sardığına ve kendi zayıflıkları ile yüzleşmemek için kendilerini hep iyi durumda göstermek için aşırı çaba sarf ettiklerine inanıyordu.
Adler’in teorisi, günümüz psikolojisine etkisi her zaman tanınmasa da, benlik kavramı ve kimlik üzerine yapılan birçok çalışma için temel olmuştur. Gerçek(örn. zayıf) ve ideal(örn. üstün) benlikler arasındaki ayrım, hayatta gerçek tatmin veya başarısızlığın temeli olarak görülebilir. Bu kişilik modeline göre, terapi, kişilerin gerçek, kusurlu benlikleriyle yüzleşmelerini ve kabullenmelerini içerir. Dışarıdan bir müdahale olmadıkça, etraflarındaki herkesten daha mükemmel oldukları izlenimini yaratmak için ellerinden geleni yapacaklar. Kendileriyle yüzleşmekten ne kadar uzun süre kaçınırlarsa, manipülatif stratejilerde o kadar iyi olurlar.
Anadolu Üniversite’sinden Ramazan Akdoğan, Adler’in teorisine ve John Bowlby’nin ek teorisine göre tanımlanan aşağılık kompleksinin kişileri yalnızlık hissine ne kadar meyilli hale getirdiğini araştırdı. Hayal edebileceğiniz gibi sürekli önemli olduğunu ispat etmeye çalışan birisinin başkalarıyla geçinmesi zordur. Zayıflıklarını göstermek kırgın benliklerini tehdit ettiği için nadiren insanlarla samimi olurlar, etraflarına bir kabuk örerler ve çok nadiren insanların bu kabuğu geçmesine izin verirler. Akdoğan’ın çalışmasında, 422 üniversite öğrencisi, yalnızlık hissi, bağlanma şekli ve aşağılık kompleksini değerlendiren soruları cevapladılar. Araştırmanın ana odağı, bağlanma şeklinden yalnızlığı ölçmekti ve özgüvensiz bağlanma şekli olanlar yüksek yalnızlık sonucu aldılar. Bununla birlikte, aşağılık kompleksi sonuçları da önemli rol oynadı. Özgüvensiz bağlanma şekli olanlarda aşağılık kompleksi yüksekti ve bu aşağılık hisleri algılanan yalnızlığın yüksek olmasına sebep oluyordu.
Bu korelasyonal bir çalışmaydı, bu yüzden aşağılık kompleksi olan kişiler yalnız hissetmeye meyilli mi, yoksa insanlar yalnızlaştıkça aşağılık kompleksi artıyor mu bilmek mümkün değil. Ayrıca üstünlük için çaba ölçümü çalışmada yoktu, böylece tek bildiğimiz aşağılık kompleksinin insanlara izole edilmiş hissettirebileceğidir. Başkalarında üstünlük için çaba işaretleri ararken, bu hislerin çok derinlerdeki komplekslerin üzerinde temellendiğini, bunları gösteren kişilerin kendilerinden ve ilişkilerinden memnun olmadıklarını aklınızda bulundurun.
Aşağılık kompleksi olan kişilerin kendilerini önemli göstermek için yaptıkları 7 şey:
- Aceleleri varmış taklidi yaparlar.
Önemli görünmeye çalışan kişiler, takvimleri çok doluymuş ve sizinle vakit harcayamazmış gibi davranırlar. Saatlerine, telefonlarına bakarlar, normalden hızlı konuşurlar ve genel olarak rahatsız ve fazla çalışmış gibi görünürler. Çünkü, kariyer ve sosyal piramidin ne kadar yükseğindeyseniz rahatlamak ve boşa vakit geçirmek için o kadar zordur.
- Başkalarını etkilemek için sıradan olayların isimlerini değiştirirler.
“Kurul toplantısı”, “konferans bağlantısı” veya “idari komite” gibi terimler sadece en önemli kişilerin katıldığı olaylar gibi görünüyor. “Kurul toplantısı” birkaç arkadaşın toplanıp hayır işi yapmak için konuşması olabilir ama böyle söyleyince önemli gözüküyor.
- Kafası sürekli dolu havası verirler.
Meşgul kişiler kafası dolu kişilerdir, tabi kendine önem atfedenler de numara yaparlar, rahatlamış gözükmekten kaçınırlar. Kafalarından önemli şeyler geçiyormuş gibi gözükmek için somurturlar ve gözlerini kısarlar.
- Cevap verebilecekleri halde maillerinde otomatik mesaj kullanırlar.
Herkesin e-mailine cevap yazmakla uğraşamayacak kadar meşgul görünmeye çalışanlar “Çok fazla mail aldığım için mesajınızı görmem zaman alabilir” gibi bir otomatik cevap mail yazarlar. Bu otomatik cevaba daha fazla gösteriş katmak için “asistanımla iletişime geçebilirsiniz” ekleyebilirler.
- Buluşmalarda sizi bekletirler.
Önemli görünmeye çalışan insanlar yapacak çok şeyi varmış gibi görünmek isterler, bu yüzden bir buluşma ayarladıklarında asla ilk gelen olmazlar, hatta geç gelecek şekilde ayarlarlar. Beklenmeye zorlanarak, artık daha düşük bir mevkidesiniz ve onların önemli görünme ihtiyacı için bu gerekli.
- Sosyal medyada başarılarını abartırlar.
Üstünlük için uğraşanlar kendi yayınlarını yapmakta çekingen değildirler. LinkedIn gibi sitelerde kendilerine ufak bir terfi verirler, sahip olduklarını düşündükleri veya daha önce sahip oldukları tüm yetenekleri eklerler. Facebook paylaşımları hep kendilerinin iyi yönlerini gösterir ve Instagram paylaşımları, “konferans çağrısı” veya “toplantılara” ve “konuşmalara” gitmek için arka arkaya yapılan uçuşlar gibi önemli pozisyonlarını gösteren paylaşımlardır.
- Ortamdaki en zeki kişiymiş gibi davranırlar.
Özgüvensiz kişiler başka birinin kendilerinden daha zeki olma ihtimali ortaya çıktığında mantıksız şekilde meydan okunmuş hissederler. Ne hakkında konuştuklarını bilmiyor olsalar bile saçmalıklarının insanları kandıracağını umup susmazlar. Sizin katkılarınızı asla kabul etmeyeceklerini ve sizin söylediklerinizi zaten bildiklerini eklemeye gerek yok.
Bazı insanlar, aldıkları her büyük “aferin”i hak etmişlerdir. Fakat eğer kendileriyle barışık ve kim olduklarını başkalarının bilmesinden rahatsız değillerse herkesle geçinebildiğiniz gibi onlarla da geçinebilirsiniz. Buna karşın, kendi önemini vurgulama ihtiyacı duyan kişilerle birlikte olmak çok hoş olmasa da, onları böyle olmaya iten şeyin, mesela bu yalnızlık olabilir, onlarla empati kurmanıza yardımcı olacaktır.