Gelecekte yaşayacaklarınız belirsizdir ve bu belirsizlik ile öngörülemezlik çok fazla sıkıntıya yol açar. Belirsizlikten korkmak kontrolü kaybetme korkusu ile ilişkilidir. Gelecekteki olayların sonuçlarını kontrol edemediğimizi hissettiğimizde bir felaketle karşı karşıya kalmayı bekleriz. Bu, özellikle herhangi bir belirsizliği tahammül edilemez bulanlar için aşırı şekilde kaygı tetikleyici olabilir. Aşırı derecede endişelenmeye başlayabilir ve bilinmeyeni önlemek ya da ondan kurtulmak için yapabileceğiniz her şeyi yaparak durumu kontrol altına almaya çalışabilirsiniz. Bu da daha fazla endişe ve bitkinliğe yol açar.
Belirsizlik korkusunun temel nedenleri nelerdir?
Bu korku, çocukların yaşamın başlangıcında oluşan ve yetişkinliğe kadar devam eden erken dönem kaygılarında ve güvende olma ihtiyaçlarında kök salar. Bu ilkel endişeler, çocukluktaki açlık ve ölme korkusuyla bağlantılıdır, birincil bakıcıdan ayrılma veya onun tarafından terk edilme kaygısı ile birleşir. Bu hayatta kalma kaygıları bebeklerin ağlama, çığlık atma ve kas gerginliğinde kendini gösterir, bakıcılar bebeğin ihtiyaçlarına cevap verdiği zaman bu kaygılar azaltılabilir veya ortadan kaldırılabilir.
Bu endişeler anne/bakıcı tarafından kendi psikolojik zorlukları nedeniyle kontrol altına alınmaz veya hafifletilmezse, bu ilkel duygular panik ataklara dönüşür.
Genellikle yetişkinlikte de devam eden bu endişeler, güvensizlik ve çaresizlik duygularına yol açar. Yetişkinler kendilerini kaygı uyandıran bir durum içinde bulduklarında, yaşadıkları korku, çaresizlik ve güçsüzlük duyguları erken çocukluk döneminde yaşanan duyguları tekrarlayabilir. Bu nedenle, belirsiz bir olayla karşılaştığımızda, korku o kadar dayanılmaz hale gelebilir ki onu inkar etmeye, bastırmaya veya ortadan kaldırmak için elimizden geleni yapmaya çalışırız. Bu hislerden kaçınmaya çalışmaktansa onlara dayanmak ve çaresizlik duygumuzu kabullenmek son derece zor olabilir.
İlk deneyimler, kontrolü kaybetme ve ölüm korkusuyla ilişkili korkunun yoğunluğunu etkilese de bu korkunun koşullardan bağımsız olarak insan deneyiminin bir parçası olarak görüldüğünü unutmamak önemlidir.
Kontrolü kaybetme korkusu nedir?
Kontrolü kaybetme korkusu, bir şeyin kontrolden çıktığını gösteren bir duygudur. Umutsuzluk, güçsüzlük, öfke, keder ve yalnızlık gibi son derece zor duygularla yüzleşmenin korkusudur. Duygularımızı hissetme korkusudur. Bu duyguları taşımak o kadar zordur ki, onları reddetmek, onlardan kaçınmak ve diğer insanlara yansıtmak için elimizden gelenin en iyisini yaparız, böylece onları hissetmemize gerek kalmaz.
Çocuklukta, bizi savunmasızlığa ve bizi çevreleyen şeyler tarafından tetiklenen çetin duygulara karşı korumak için savunmalar inşa ederiz. Hayattaki değişiklikler ve belirsiz olaylar savunmamızı sarsar ve kaygı, panik atak, kontrolü kaybetme ve nihayetinde ölüm korkusunu tetikler.
Bunun bir örneği, tüm bu korkuları tetikleyen mevcut pandemi durumda görülebilir. Bu korkular hem mevcut yaşamımızda reddettiğimiz güvensizlikleri ve kırılganlıkları hem de erken yaşımızdaki ölüm ve güçsüzlük hakkındaki ilk kaygıları temsil ediyor.
Korkularımızla başa çıkabilmek ve gerçekçi hissedebilmek için, gardımızı indirmeli ve bilinçaltımızın arkasında bir yerlerde var olan ve hissedilmeyi bekleyen güvensizliklerle, hassas hislerle temasa geçmemize izin vermeliyiz. Onları adlandırmamız, onlara sahip olmamız ve onlara tahammül etmemiz gerek. Ancak o zaman gerçekçi ve güvende hissetmenin bir yolunu bulacağız.
Kaynak: https://welldoing.org/article/why-do-we-fear-uncertainty-losing-control