Altı yıl önce, kişisel gelişimi saplantı haline getirmiştim. Birçok insan, hayatlarındaki değişim ihtiyacının tam olarak farkına vardıkları anda bir aydınlanma yaşamıştır. Ben de şiddetli bir şekilde değişime ihtiyaç duydum ve kişisel gelişime yöneldim. Beni umutsuz, bekar ve kayıp bir coğrafya öğrencisinden sevgi dolu bir kız arkadaşı ve bir yatırım bankasında “başarılı” bir kariyeri olan birisine dönüştürdü. Bu platform, daha sonra kurumsal çalışma alanı haricinde de kişisel koç ve yazar olarak isteklerimin peşinden gitmeme yardımcı oldu.
Ne yazık ki kişisel gelişim aşkımın bir bedeli vardı. Sürekli ilerlemek arzusu beni tüketmeye başladı. Başlangıçta mutlu bir deneyim olan şey zamanla tekrarlayan bir kabusa dönüştü (daha büyük, daha iyi ve daha fazlasını başarma takıntısı).
Herhangi bir kişisel gelişim yolculuğu takdire şayan ve değerli bir arayıştır, ancak içinde bazı riskleri de barındırır. Bu yazının amacı oldukça basit; deneyimlerimi paylaşmak ve böylece benlik saygımı ve değerlilik duygumu neredeyse yok eden aynı canavarlardan kaçınabilmenize yardımcı olmak.
Hadi şimdi, karşılaştığım bazı tehlikeleri ve sizin bunlardan nasıl kaçınabileceğinizi inceleyelim.
Başarılarımı gözden kaçırdım
Sürekli ilerlemeye çalıştığınızda, birey olarak ne kadar ilerlediğinize ilişkin perspektifi hızla kaybedebilirsiniz. Her yeni hedef veya başarı ile bir öncekini kestirip atmak ve bir sonraki arayışa geçmek giderek daha kolay hale gelir. Sizi şu an bulunduğunuz yere getiren başarıları tamamen göz ardı ederken, kendi değerinizi bir sonraki başarıya dayandırmaya başlamanız bir boşluk hissine yol açar.
Hepimizle ilgili olan harika bir örnek, iş değiştirmektir. Her iş hamlem, kariyerimi ilerletti. Buna rağmen, yeni bir görevde geçirdiğim birkaç aydan sonra, kendimi bir sonraki adım için heyecanlanırken buldum ve yeterince hızlı ilerlemediğim için hayal kırıklığına uğradım. Beni bulunduğum yere getirmesi için yaptığım tüm zor işleri unuttum ve diğerleri hala didinirken ilerleyebildiğim için ne kadar şanslı olduğumu görmezden geldim.
Alınacak ders: Gülleri koklamak için her zaman durun.
Ben Japonların sürekli gelişim anlayışı olan “Kaizen” e inanıyorum. Daha iyi olmak için amansız bir arzuya sahip olmak başarının anahtarlarından biridir, ancak sık sık kişisel “check-in” yapmanız gerekir. Buraya kadar ilerlemenize izin veren tüm kazançları gözden geçirin ve en önemlisi de bunların hepsini kutlayın daha sonra bir sonraki hedefin ne olacağına bakmaya başlayın. Sıkı çalışmanız ve başarılarınız için kendinizi takdir etmek, gurur duygusu sağlayacak ve mevcut durumunuz hakkında hayal kırıklığına uğradığınızda sizi topraklayacaktır.
Kişisel farkındalık kişisel saygımı aştı
Bir insanın sahip olabileceği farklı nitelikler hakkında ne kadar çok şey öğrendiysem, eksikliklerimin o kadar farkına vardım. Bu da kendime olan saygıma sürekli bir saldırı varmış gibi hissettirmeye başladı. Karakterimin birçok kısmının eksikliği olduğunu düşündüğüm için, kendi hakkımda hiçbir zaman iyi hissetmedim.
İki önemli an, Myers-Briggs kişilik testine girmek ve “Yönetici İşlev” hakkında bilgi edinmek benlik saygımı önemli ölçüde yıkıma uğrattı.
Daha önce de yazdığım gibi, Myers-Briggs testi nominal değerde yapılırsa tehlikeli bir araçtır. Testin orijinal savunucuları, türünüzün sabit olduğunu ve değiştirilemeyeceğini iddia eder. Sonuçlarım beni bir ENFP olarak kategorize etti – son derece duygusal, pratik becerilere sahip olmayan, odaklanamayan ve sürekli olarak düşünen biri. Yüksek performanslı bir insan olmayı ne kadar istediğim ve dünyanın en başarılı bireylerini kendime modellemeye çalıştığım düşünülürse bu karakteristik özellikler doğal olarak bana zarar verdi.
Yönetici Fonksiyonu keşfetmek yaramı daha da deşti. Bunlar; dikkat etme, duyguları düzenleme, görevlere odaklanma ve buna göre öncelik verme gibi bilişsel işlevlerdir. Kişisel gelişimin dibine dalışım, farkındalığımı artırdı çünkü kendimi her zaman olağanüstü girişimciler ve başarılı kişilerle karşılaştırıyordum. Bu işlevlerden ne kadar azına sahip olduğumu çabucak fark ettim ve bu kendime bakışımda yara açtı.
Alınacak ders: Psikometrik testler sizi tanımlamaz. Kendinize odaklanın ve kendinizi başkalarıyla kıyaslamayın.
Psikometrik testler, doğal davranışınıza dair öznel görüşlerden başka bir şey değildir. Sizi temsil etmez veya sınırlamazlar, sadece değişmek içn kontrolünüz dahilinde olan potansiyel güçlü ve zayıf yönleriniz hakkında fikir verirler.
İnsanlığın güzelliği, hepimizin eşsiz ve farklı yeteneklere ve becerilere sahip olmasıdır. Kendinizi sıra dışı insanları örnek almaya başladığınızda, bazı özelliklerin ve becerilerin size doğal yollardan gelmediğini göreceksiniz. Başka biri gibi olmaya çalışmak yerine, farkı kabul edin ve neyi kontrol edebileceğinize (gelişiminize) odaklanın. Asla kendinizi başkalarıyla karşılaştırmayın ve ardından bu karşılaştırmanın sizi tanımlamasına izin vermeyin. Zaman değerli bir kaynaktır, onu kontrol edebileceğiniz durumlara harcayın.
Endüstri Güvensizliklerimi ve Cüzdanımı Sömürdü
Yalnızca ABD’deki kişisel gelişim pazarının 10 milyar dolar olduğu tahmin edilmektedir. Duygusallık yüklenmiş bir dil kullanılarak pazarlanan binlerce ürün var. Güvenlik açıklarınızı masum bir şekilde ortaya çıkaran ve sömüren kusursuz olarak yazılmış satış mektuplarıyla, kendinizi düzeltmek için bu ürüne ihtiyacınız olduğunu düşündüğünüz noktaya geleceksiniz.
Kişisel gelişim için 1000 dolar harcadım. Uygulayıcı düzeyinde NLP okudum, dijital kurslar aldım ve akla gelebilecek tüm kitapları okudum. Her ürün, daha fazla zayıflık ve iyileştirme alanı belirlememe yardımcı oldu, her biri beni rahatlıkla başka bir yatırım gerektiren başka bir çözüme götürdü.
Endüstrinin çoğu iyi demektir. Öncelikle yolunuzu bulmanıza yardımcı olmaya odaklanmış güzel niyetleri olan harika insanlar vardır. Aslında bunlar herhangi bir sektörde olduğu gibi, hedefi sadece finansal kazanç olan kimselerdir. İçimdeki karışmış duyguların seviyesi nedeniyle bu taliplilerin ağına düştüm. Eksikliklerimi irdelemek ve daha iyi bir insan olmak istedim ve her alışverişte yolumdaymış gibi hissettim.
Alınacak ders: ”İhtiyacınız olan her şey bunun içinde” tarzı kişisel gelişim hizmeti satın almaktan sakının.
Gerçek şu ki, tüm bu ürünlere, kurslara veya rehberlere ihtiyacınız yoktur. Kimse sizin için bir değişiklik yapamaz. İstediğiniz tüm içeriği okuyabilirsiniz, ancak hayatınızın sorumluluğunu alacağınıza dair bilinçli bir karar verene kadar hiçbir şey önemli değildir.
Değişimi satın alamazsınız, siz yaratırsınız.
Yapmak yerine kafamda sıkışıp kaldım
Mükemmel olma ve başarısızlıktan kaçınma arayışımda kendimi sürekli aşırı düşünürken buldum. Başarısız olmaktan çok koruyordum ve doğru çözümleri bulma konusunda takıntılı bir hale geldim, bir şeyleri yapmak, harekete geçmek yerine kafamın içinde yaşamaya başlamıştım. Hayallerimi gerçeğe dönüştürmek yerine, youtube videolarından ve kişisel gelişim yardım gurularının motivasyon öykülerinden ilham aldım.
Kafanın içinde sıkışıp kalmak tehlikelidir. Bu görüşe önemli bir güvenilirlik katan şaşırtıcı miktarda bilimsel araştırma var. Psikolojik Bilimler Perspektifleri’nde yayınlanan 2008 tarihli bir makale, aynı konu üzerinde uzun uzadıya düşünmeyi (ruminasyon) umutsuzluk, karamsarlık, özeleştiri, bağımlılık, ihtiyaç ve nevrotiklik gibi çeşitli olumsuz koşullarla ilişkilendirmiştir.
Ayrıca Yale Profesörü Susan Nolen-Hoeksema, bu alışkanlığın üç önemli yan etkisi olduğunu belirtiyor:
Olumsuz düşünce sıklığında artış
Sorunları çözme yeteneğinde azalma
Motivasyon ve enerjide azalma
Düşüncelerimiz tarafından yutulduğumuzda, sadece gerçeklikten kopmakla kalmıyor, aynı zamanda harekete geçmeyi de ihmal ediyoruz.
Alınacak ders: Aşırı düşünmeyi bırakın ve işi yapın
Mükemmel bir çözüm yok. Her zaman doğru ve yanlış bir cevap yoktur. Elimizde olan seçim yapabilme hakkıdır. Harekete geçmek, yapmak ve seçtiğiniz yönde ilerlemek; elinizde olan hak budur.
Yoldan sapmamak için kendime her gün bir soru soruyorum:
Bugün ilerlemek için ne yaptın?
Bu soru, dürüst ve odaklanmış kalmamı sağlıyor. Hedeflerinizi ve isteklerinizi gerçekleştirmek için attığınız adımları ölçmek hayatınızı dönüştürecek ve sizi konuşup duran kimse olmaktan çıkarıp gerçekleştiren kimse konumuna yükseltecektir.
Kişisel gelişimi amacı
Bu yazının amacı kişisel gelişim kavramını aşağılamak değil, özünü hatırladığımızdan emin olmak – kendimizi geliştirmek. Kişisel gelişim diğer insanlara karşı giriştiğiniz bir rekabet değildir, aksine kendinizin mevcut sürümüne karşı bir savaştır. Kendini geliştirmenin bu temel bileşenini göz önünde bulundurursak, mutluluk, büyüme ve dış karşılaştırmaların tehlikelerinden kaçınma şansımız daha artar.
Her zaman nerede olduğunuzu, neler yapabileceğinizi ve değiştirme gücünüz olduğunu bilin. Bu yolculuk, etrafınızdaki herkesle rekabet etmek yerine, sınırlarınızı ve yeteneklerinizi zorlamakla ilgilidir. Bu tutumu benimsediğinizde ve uygulamaya başladığınızda, kendinizi başkalarının onaylamasına gerek kalmadan yeni zirvelere yükselirken bulacaksınız.
Bunu gerçekleştirin.
Kaynak: https://medium.com/game-of-self/the-dark-side-of-self-help-how-self-improvement-almost-destroyed-me-c54e09ba7e96