Anksiyete, diğer ismiyle kaygı bozukluğu, belirli düşüncelere saplantılı kalma ve o düşüncelerden kurtulamama ile kendini belli eder. Sürekli olarak aynı düşüncelerle mücadele etme, onlara takılıp kalma ve o düşüncelerden kurtulamama korkusu bireyde, beyninin susmayacağı, sürekli o düşünceleri kafasında konuşacağı hissi bırakır. Beyin bu denli kaygılarla doluyken saplantılı düşüncelerden kurtulmak hiç kolay değildir.
Kaygılı bir durumda olan birey o kadar fazla endişe içinde olur ki sanki dünyadaki bütün kötülükler onu bulacakmış ve onun peşini bırakmayacakmış gibi hisseder. Halbuki böyle bir endişe kişiyi kötülüklerden kurtarmaz aksine konsantrasyon, üretkenlik ve uyku düzeni gibi fonksiyonları daha da olumsuz bir şekilde etkiler ve içinde bulunulan durum daha da kötü bir hal alır. Asla son bulmayacakmış gibi gelen anksiyete ataklarını atlatabilmek çok fazla önem taşır. İşte bu kaygıyla başa çıkmanın 7 etkili yolunu sizler için hazırladık.
1. Kaygılarınızı bir kağıda yazın
Kafamızı toparlamanın, duygu ve düşüncelerimizi düzeltmenin en etkili ve basit yolu yazı yazmaktır. Yersiz düşüncelerinizi, kaygılarınızı, stresinizi yazıya dökerek beyninizi başlatabilir ve rahatlayabilirsiniz.
2. Kaygılanacağınız zamanı ayarlayın
Örnek verecek olursak her gün 8:00-8:15 saatleri arasını kaygılanmak için ayarlayabilirsiniz. Böylelikle kaygılanmanın günün belli bir saatinde zamanı olduğunu bilirsiniz. Kaygılanmayı planladığınız saat diliminde yaşayacağınızı ancak şu anda yapmanız gereken işlere odaklanmanız gerektiğini kendinize hatırlatın… Kaygılarınızı yalnızca planlanan saat diliminde yaşayarak kalan amanı yapmanız gereken işlere odaklanarak geçirebilirsiniz.
3. Kaygı seansınızı kısa tutun
Endişelerinize belirli sınırlar koymalı ve kaygı seanslarınızı 15-30 dakika ile sınırlamalısınız. Hem kaygılarınızı yazdınız hem de kaygılanacak saat dilimini takviminize işaretlediniz. Şimdi sırada kaygılarınıza süre sınırı koymanızın vakti geldi. Eğer başlangıç vaktini belirleyip bitiş zamanını planlamazsanız durumlar çığırından çıkabilir. Hatta tüm gününüz karanlık denizlerde geçebilir. Bu nedenle 15-30 dakikayı geçmeyen kaygı seansları size yeterli olacaktır.
4. Oyalancak bir şey bulun
Beynimizin içinde dönüp duran düşünceleri yok etmek için kendimizi oyalamak hepimizin kullandığı kolay ve etkili yöntemlerdendir. Arada sırada farklı şeyler yapmak ve dikkatimizi farklı bir noktaya çekmek hepimizin ihtiyacıdır. Bir arkadaşla konuşmak, eğlenceli videolar izlemek, müzik dinlemek, çeşitli aktiviteler yapmak kaygılarımızı azaltmaya yardımcı olur.
5. Kendinize “dur” demeyi öğrenin
Bazen daldığımız derin düşüncelerden kurtulmak için kendi kendimize konuştuğumuz olabilir. Bu gibi zamanlarda büyüklerimizin “kendine ufak bir çimdik atma” yöntemi son derece işe yarar. Bu durum zihnimizi düşüncelerden uzaklaştırarak odak noktamızı farklı noktalara kaydırmamızı sağlar. Ayrıca yüze soğuk su çarpmak da etkili bir yöntemdir.
6. İçinde bulunulan durumu değiştirip değiştiremeyeceğinizi belirleyin
Karar vermek önemli bir zihinsel süreçtir. Kaygıların karşısında elden bir şey gelip gelmediğine karar veriyor olmak kontrolün sizde olduğunu hatırlatan önemli bir mekanizmadır. Olayları değiştirmek için bir şey yapabiliyorsanız durmayın hemen yapın. Eğer yapamıyorsanız durumun kontrolünüz altında olmadığını kabul edin ve değiştirmek yerine kabullenin.
7. Fiziksel Aktiviteleri Sıklaştırın
Spor gibi bedensel aktiviteler psikolojik sağlığımız için oldukça önemlidir. Yapmış olduğumuz egzersizler beynimizdeki endorfin salgısını arttırır ve kendimizi mutlu, sakin, az stresli hissetmemizi sağlar. Açık, bol oksijenli, ağaçlarla çevrili havada yürüyüş yapmak, doğayla iç içe olmak bedenimize iyi gelecektir. İçinde bulunduğumuz ortamı değiştirmek zihnimizin kaygı denizlerinde kaybolmasına karşı etkili bir yöntemdir.