Eş bağımlılığa “ilişki bağımlılığı” veya “sevgi bağımlılığı” da denir. Başkalarına odaklanmak acıyı ve iç boşluğumuzu hafifletmemize yardımcı olur, ancak kendimizi görmezden gelişimiz bu boşluk hissini yalnızca büyütür. Bu alışkanlık zamanla bir döngü haline gelir ve kendi kendini sürdüren bu sistem artık kontrolden çıkar.
Düşünce biçimimiz takıntılı hale gelir ve karşılaşabileceğimiz olumsuz sonuçlara rağmen davranışımız zorlayıcı olabilir. Kendimizi ya da değerlerimizi, birisine sığınak olmak ya da korku veya kıskançlıktan dolayı her şeye burnumuzu sokmak için riske atıyoruz
Bu yüzden eş bağımlılık bir bağımlılık türü olarak adlandırılmıştır. 1956’da bağımlılık hastalık olarak tanındı. Böyle tanımlanmasının sebebi bu koşulların sebep olduğu yaftalamayı ortadan kaldırmak ve tedaviye teşvik etmekti.
Eş bağımlılık bir hastalık mıdır?
1988’de Psikiyatrist Timmen Cermak, eş bağımlılığın, bağımlılık sürecine işaret eden bir hastalık olduğunu öne sürdü. Psikiyatrist ve dahiliye tıp doktoru Charles Whitfield, eş bağımlılığı, tıpkı kimyasal bağımlılık gibi, tanınabilir, tedavi edilebilir semptomları olan kronik ve ilerici bir “kaybolmuş kişilik” hastalığı olarak tanımladı. Ayrıca Yeni Başlayanlar İçin Eş Bağımlılık kitabında eş bağımlılığa, kaybolmuş bir benliğin hastalığı olarak atıfta bulunuluyor. Yani aslında tedavi döneminde kendi benliğimizi tedavi ederiz.
Eş bağımlılık, uyuşturucu bağımlılığındaki semptomlara benzer semptomlarla karakterize edilir. Bu semptomlar hafif ile şiddetli aralığında dağılım gösterir ve bağımlılık, inkar, işlevsiz duygusal tepkiler, şiddetli arzu ve (tedavi olmaksızın) kompulsif davranışı kontrol edememe gibi durumları içerir.
Tıpkı uyuşturucuya bağımlı olan kişilerin sürekli uyuşturucuyu düşünmesi gibi eş bağımlılar da sürekli olarak bağımlı oldukları kişiyi düşünmek, onunla birlikte olmak ya da onu kontrol altına almak için gittikçe daha fazla zaman harcamaya başlar. Sonuç olarak diğer sosyal ve iş faaliyetleri de zarar görür. Son olarak, eş bağımlı kişiler yarattığı kalıcı veya tekrarlayan sosyal veya kişilerarası sorunlara rağmen davranışlarına ve / veya ilişkilerine devam edebilirler.