“Dağ tepesinde bir çam olamazsan,
Vadide bir çalı ol.
Fakat oradaki en iyi küçük çalı sen olmalısın…”
diye başlayan bir şiiri var Douglas Malloch’un. Bu şiirle ilk kez kuzenimin ilkokul andacında karşılaşmıştım. O zaman ben de ortaokuldaydım. Bu şiirden çok etkilendiğimi ve şiiri bir kağıda geçirdiğimi hatırlıyorum.
Hayatımın bir döneminde bu şiir beni gerçekten çok etkiledi ve yapmak istediğim şeyler için bir motivasyon kaynağı oldu bana. Her başladığım işte aklıma geldi ve ne yaparsam yapayım en iyi şekilde yapmalıyım dedim. Parolam oldu “en iyisi”.
Hayatıma bir dönem yön veren bu parolalar öğrendiklerimin etkisiyle hep değişti, bir bakıma güncellendi. Var olan bilgilerime yenileri eklendikçe ben hayata farklı yerlerden bakmayı, olayları farklı şekillerde değerlendirmeyi öğrendim. O zaman da en iyisi olma fikri bana eskisi kadar cazip gelmemeye başladı. Bir şeyde iyi olmak elbette çok güzel, kim istemez ki? Ancak “en iyi” deyince işler biraz karışıyor sanki. Bir anda büyük bir yük yükleniyor insanın üzerine, farklı hesaplar giriyor araya. En iyi olmanın ödülleri çok güzel belki ama neleri götürüyor acaba bizden?
Tüm bunları fark etiğimde parolamı “yeterince iyi olmak” fikriyle değiştirdim. Bana yeterince iyi olmak en iyi olmaktan çok daha rahat geldi. Yeterince iyi insanın omuzlarından bastıran, taşıması güç bir ağırlık yaratan sert bir el gibi değil; aksine sırtını sıvazlayan, her zaman her koşulda arkanda olduğunu hissettiren, sana harekete geçmen için güven veren şefkatli bir el.
Ben bu eli sırtımda hissettiğimde kendimi daha iyi hissettim. En iyi hem çok talepkar hem de çok acımasızdı. Her gün yeni bir istekle karşıma çıkıyor ve yine de memnun olmuyordu. Ancak yeterince iyi öyle değil, onun daha makul talepleri var. İyi olmak uğruna hayatıma değer katan, sevdiğim şeylerden uzaklaşmamı istemiyor. Hayatımı bir dengeye oturtmamda bana yardım ediyor. Bu “yeterince iyi” parolası beni kendime yaklaştırıyor.
Hayatta kendi parolalarımızı deneye yanıla buluyoruz. Tek bir parola yok, hele tek doğru parola diye bir şey hiç yok. Bir dönem bize iyi gelen bir şey, bir başka zaman baktığımızda iyi gelmeyebiliyor. Her geçen gün karşılaştıklarımızın, öğrendiklerimizin etkisiyle değişiyoruz, dönüşüyoruz. İşte en iyisi de bu!
Psk. Gamze Çarboğa