Merhaba insan. Ben senim. Kendini bilmek için yoğrulan bilgelikte yorulan bir cinsim. Düşmelerim ve düş kırıklıklarım had safhada. Duymamış olabilirsin, çok bahsetmem. Yüzleşmek kolay değil. Acılardan öğrenmek zor, genelde tercih etmem. Daha çok küsme failiyim. Yenilgiyi kabul ederim. Ama bu sıralar olmadığım biri gibi görünmek, kendimi saklamak, vitrinlemek, renklendirmek daha iyi yaptığım şeyler. Hayatın her makamında doğal akış içinde hayatta kalabilirim. Anlayacağın biraz post-truth’um, herkes gibi.
Hikayem basit, dünyaya arz edildim. Gurbet hali, biraz garibim. Ait olmadığım yerdeyim. Gerçi uzun zaman olunca misafirlikten düştüm artık ev sahibiyim. Ya da bana öyle geliyor. Bir sürü formüllerim var. Aç kalmamanın on basit yolu, sürekli harcamak için sınırsız limit ve on beş yedek kredi kartı, uyumak için 100 keçi ve aymak için anksiyete…
Arzda arızalanmamak, arıza çıkarmamak mümkün değil. Özelliğimiz bu, Sezen Aksu’nun hepimiz için söylediği ‘Masum değiliz hiçbirimiz’ bir kez daha insandoğdu’ya gelsin. -insanoğlu fazla eril dil- Masumiyet ya da günahsızlık gibi hasletlerimiz yok. Olsaydı zaten arz edilmezdik. Bilirsin. -Bir göz kapalı anladın sen onu emojisi, sonuçta emoji 2015 yılın kelimesi…
Düşmek, insan olmanın şanı. Geçmişteki düşmelerimiz olmasa bugün bu tavda olmayacaktık. Tadımızı bulmak için tavlanıyoruz. Demir olup dövülüyoruz… Duygusal sıcaklığa ulaşmasan güçlenebilir misin? Çelikleme dediğimiz şey psikolojide de geçerli olabilir mi? Sadece sordum.
Nicemizin hayatı düşlerle… Yatmadan önce Allah’ın emri gibi sanki. Ama vakti yok. Yalnız kalmanızla ya da kendinizle kalmanızla alakası çok. Kalabalıklar arasında da olabilir yeter ki iste. “Düş’te gör” de. Düşle.
Peki düşlerimiz olduğu için mi düşüşlerimiz? Olmasaydı düşlerimiz yine de düşer miydik? Düş biriktirmek, alem-i fenada düş bataklığına saplanmak gibi mi? Sessiz çığlıklarımız ya da harikalar diyarımız mı? ‘Hepimiz bir Alice değildik ama bizi de dişlediler’ bir duvar sözü olabilir mi? Herkesin görünce hak verip kafa sallayacağı.
Düşmekten ve düşten vazgeçme. Düş’ünün kırıklığının yarın için değerli olduğunu düşün. Düşüşlerin geleceğin. Harcını bil, hayatını sağlam kar. Yenile yenile bir zafere hazırlandığını unutma. Düşleye düşleye gerçekleşiyor ve gerçekleştiriyorsun.
Unutma,
Döş kırıklıklarımız kadar önemli düş kırıklıklarımız, kaynaması lazım tekrar hayata, kemikleşmeli. Düştüğün yerde daha iyi sürüme evrileceğini bilmelisin. Döşünün sağlığı kadar dikkat etmelisin düş sağlığına. Her gün sabah ve akşam mutlaka düşlerini fırçalamalı, parlatmalısın.
Normalde bu kadar kelime oyunu yapmam. Düş hava sahasındayız, müsaade edin. Çok güzel olacağını düşlediğim yazımda okuyucunun gözünden düşüverebilirim. Bunu göze aldım, Zaten yazıyı da o yüzden yazdım. O yüzden birçok devrik cümle kullandım. Ve yine kalkmak istiyorum.
Ezcümle,
Döşünde ağırladığın dünyada düş kurmak bir savunma ya da avunma biçimidir.
Yeniden yeni’len…
Yenilen yeniden…
Düşleyin, düşeyazın, düşeverin… Deneyin, yanılın, düşün, kalkın.
Yine ve yeni 🙂
Not: Bu yazı Nusret Gökçe’ye armağan edilmiştir.
Dursunali Emecen
06.01.2021