Hepimizin etrafımızdaki insanları incitme ve üzme kapasitesi var. İnsanları bizden uzaklaştıran ve daha iyi bir hayat için savaşmamız gereken 12 zehirli davranışı şöyle listeleyebiliriz:
- Herkesi Kıskanma
İmrenmenin ya da kıskançlığın seni yenmesine izin verme. İmrenmek başkalarının sahip olduğu nimetleri seninmiş gibi sayma sanatıdır. Bu sanatın beğenilecek veya takdir edilecek bir yanı yoktur. Bu yüzden kendi yolculuğunuzu başkalarınınkiyle kıyaslamayı bırakın. Sizin yolunuz sizin yolunuzdur, yarış değil. Yarışta olduğunuz tek kişi kendinizsiniz. Olabileceğinizin en iyisi olmak tek rakibiniz. Eğer ne kadar yol kat ettiğinizi ölçmek istiyorsanız, kendinizi dünkü halinizle kıyaslayın.
- Her Şeyi Çok Kişisel Alma
Etraflarında olup biten her şeyin kendilerini aşağıladığını yahut en azından bir şekilde kendileriyle ilgili olduğunu düşünen insanlar zehirlidir. Diğer insanların size ne söylediği ya da ne yaptığı, sizden çok kendileriyle ilgilidir. İnsanların size olan yaklaşımları kendi tecrübeleri, yaraları ve bakış açılarıyla ilişkilidir. İster sizin harika olduğunuzu düşünsünler, ister berbat olduğunuzu; bu daha çok onların meselesidir. Narsist olup geri bildirimleri yok saymayalım elbette, ancak kendimizi başkalarının eleştirileriyle de değerlendirmeyelim. Hayatımızdaki acı, hayal kırıklığı ve üzüntünün büyük kısmı her şeyi çok kişisel almaktan kaynaklanıyor. Pek çok durumda diğer insanların sizinle ilgili olumlu veya olumsuz düşüncelerini umursamamak çok daha sağlıklıdır.
- Sürekli Mağduru Oynama
Mağdur olduğunuza, hayatınızın gidişatını değiştirmeye gücünüzün olmadığına inanmak, sizi olduğunuz yere sabitleyen ve ilerlemenizi engelleyen zehirli bir durumdur. Hepimiz inandığımızdan daha fazla güce, otoriteye ve etkiye sahibiz. Şikayet etmeyi bıraktığınızda ve kendinizi yardım edilemez bir mağdur olarak görmeyi reddettiğinizde; sandığınızdan çok daha güçlü olduğunuzu anlayacaksınız.
- Acı ve Kayıpları Koyuverme
Hayattaki en zor derslerden birisi koyuvermektir; ister suçluluk, öfke ve kayıp olsun ister aşk. Değişim asla kolay değildir – aynı anda hem tutunmaya hem de bırakmaya çalışırsın. Ancak çoğu zaman koyuvermek en sağlıklı yoldur. Geçmişin zehirli düşüncelerini siler. Bir zamanlar sizin için bir değer ifade eden şeylerden kendinizi duygusal olarak soyutlamanız gerekir, böylece geçmişi ve geçmişin size getirdiği acıyı geride bırakabilirsiniz. Koyuvermek zordur ve çok çaba ister, ancak sarf ettiğiniz efora değer.
- Takıntılı Olumsuz Düşünme
Sürekli olarak hayatın adaletsizliğinden bahseden, yaşadıkları kötü tecrübeleri aktaran, olmuş ve olabilecek korkunç şeyleri konuşan insanların etrafında bulunmak çok zordur. Bu tip insanlar hayatın olumlu yönlerini görmeyi ve olumlu dersler çıkarmayı reddederler. Karamsarlıktan çok olumsuz bir zihne kilitlenmiş gibidirler. Sadece olumsuzu görmek, her şeyin olumsuz ve size karşı olduğunu kabul ederek davranmak, sağlıksız bir düşünme ve yaşama biçimidir ve bunu değiştirebilirsiniz.
- Duygusal Kontrol Eksikliği
Duygularınızla başa çıkamamak etrafınızdaki herkesi zehirler. Hepimizin çevresinde vardır bu tipler – en küçük bir olayda ya da problemde öfkeyle patlar ve gözyaşlarını tutamazlar. Markette kasiyere uzun kuyruk için bağırmak, yaptığı küçük hata yüzünden çalışanınıza çıkışmak hatta meyve suyunu yere döktüğü için kendi kızınızı azarlamak… Eğer her seferinde kontrolünüzü kaybediyorsanız ve fazla duygusal olduğunuzun farkındaysanız; duygularınızın kontrolünü sağlamak ve içinizdeki öfkenin sebebini açığa çıkarmak için dışarıdan yardım almanız gerekebilir. Muhtemelen yüzeyde görünenden çok daha fazlası vardır. Bağımsız bir perspektif ve destek harikalar yaratabilir.
- Başkaları Hakkında Yüzeysel Yargılarda Bulunma
Hiçbir zaman karşınızdaki kişiyi dışardan gördüklerinizle yargılamayın. Gördüklerinizin çoğunlukla muhatabınızın göstermeyi seçtiği yahut stres ve acı sebebiyle o şekilde gösterdiği şeyler olduğunu hatırlayın. Bir başkasının size acı çektirmeye çalışması, muhtemelen kendileri acı çektiğinden ve acıları dışarı taştığındandır. Cezaya veya alay edilmesine değil, yardıma ihtiyaçları var. Eğer yardım edemiyorsanız, bırakın öyle davransınlar.
- Acımasızlık (empati ve merhamet eksikliği)
En zehirli davranış ve duygulardan bir tanesi olan acımasızlık; başkaları için endişe, empati ve merhamet etmemekten kaynaklanır ve her gün online olarak tecrübe ettiğimiz bir durumdur. İnsanlar sadece yapabildikleri için bile ellerinden geldiğince kaba ve acımasız davranabiliyorlar. Online dünyada tanımadıkları insanları korkakça eleştirip, anonim kimliklerini de kalkan olarak kullanıyorlar. Acımasızlık, arkadan bıçaklama ve başkalarına acı verme; hangi nedenden olursa olsun kötü ve zehirli davranışlardır ve sahibini de yaralar. Eğer kendinizi bu durumda bulursanız, durun ve düşünün; kalbinizin derinliklerinden merhameti bulup çıkarın ve aynı gemide olduğumuzu hatırlayın.
- Aldatma
Aldatma bir hata ya da bahane değil, tercihtir. Eğer aldatmaya karar verir ve bunda başarılı olursanız, aldattığınız kişinin aptal olduğunu düşünmeyin sakın. Bu aslında muhatabınızın size hak ettiğinizden çok daha fazla güvendiğini gösterir. Sırf elinizden geliyor diye ahlaksızlık yapmayın. Aldatmayın. Kendinize ve diğerlerine karşı dürüst olun. Doğru olanı yapın. Namusluluk her başarının anahtarıdır.
- Aslını Gizleme
Eğer kim olduğunuzu sürekli olarak gizlemeye çalışırsanız, insanlar sizinle bağ kuramaz. Hatta yanlış karaktere, yani olduğunuz değil, göründüğünüz karaktere bağlanırlar; ki bu çok daha kötüdür. Bu yüzden, yaşınız, ırkınız ve cinsiyetiniz ne olursa olsun; özünüzde saf ve güzel olduğunuzu – herkesin öyle olduğunu hatırlayın. Farklı olmayı, patikanın dışına çıkmayı, biraz tuhaf olmayı kutlayın. Eğer kendinizi sudan çıkmış balık gibi hissediyorsanız, kendinize yüzecek başka bir su bulun. Ama kendinizi değiştirmeye çalışmayın, olduğunuz gibi olun. Kendinizi inkar etmeyin, geliştirin.
- Sürekli Onaylanma İhtiyacı
Sürekli başkalarının onayına ihtiyaç duyan insanların etrafında olmak çok yorucudur. Bu insanlar devamlı olarak değerlerini kanıtlama ihtiyacındadırlar ve herkesten daha iyi olmak isterler. Daima başkalarına nasıl göründüğüne bağlı hareket etmek başkalarını yorduğu kadar sizi de yıpratır. Hayatınızın büyük resmi, kalabalıklar önünde kazandıklarınızdan ibaret değil. Asıl olan yolculuk, yol ve gelişimdir; ne öğrendiğiniz, diğerlerine nasıl yardım ettiğiniz ve gelişim sürecinizdir.
12. İnatçı Bir Mükemmeliyetçi Olmak
İnsanoğlu çoğunlukla mükemmel olanın peşindedir. Mükemmel evi, mükemmel işi, mükemmel eşi ya da mükemmel arkadaşı arar dururuz. Sorun şu ki, mükemmellik durağan bir hal değil. Çünkü hayat sürekli olarak değişen ve gelişen bir macera. Bugün şu anda burada olanlar yarınki hallerinden farklılar – o mükemmel ev, iş, eş veya arkadaş yavaş yavaş mükemmelliğini yitirecek. Fakat biraz sabır ve açık fikirlilikle, zamanın da yardımıyla o mükemmel olmayan ev rahat ve huzurlu bir yuvaya dönüşecek. O mükemmel olmayan iş ödüllendirici bir kariyere evirilecek. O mükemmel olmayan eş güvenilir bir hayat arkadaşı olacak. Ve o mükemmel olmayan arkadaş her zaman dayanabileceğimiz bir omuz haline gelecek. Bunlar için yapmamız gereken tek şey mükemmeliyetçi olmayı bırakmak.