Beyniniz 7/24 çalışır. Siz uyurken bile, asla durmaz. Sizi sapasağlam tutmak için dinler, hisseder ve stres faktörleriyle uğraşır. Siz farkında olmasanız bile çözümler bulmak, kararlar almak ve olasılıklar hakkında düşünür. Bu “her zaman açık” olan organ o kadar adanmıştır ki asla ara vermez veya tatil yapmaz. Ancak nörologlar, beynin de limitleri olduğunu söylüyor. Örneğin uyku, hala iş başında olmasına rağmen beyninizin tam bir günün ardından temizlemesinin bir yoludur.
Uyku diyarına gidiş
My Stroke Of Insight kitabının yazarı beyin bilimci Jill Bolte Taylor’a göre, “Sahip olduğunuz her yetenekte iletişim kuran beyin hücreleriniz var. Yürürken, hareket etmek için kaslarla iletişim kuran beyin hücreleriniz vardır. Beyninizdeki hücreler sürekli çalışır. Yemek yerler ve atık üretirler, bu nedenle uyku, atığın hücreler arasında temizlenmesi için en uygun zamandır böylelikle gerçekten işlev görebilirler.
“Bunu çöp toplayıcıların greve gittikleri zamanlarla karşılaştırıyorum, sokakların ne kadar tıkanmış hale geldiğini biliyoruz. Beyin hücrelerinde olan da bu durumun aynısıdır. Sisteminiz uyanmaya hazır olmadan önce bir alarm sesiyle uyanırsanız, beyninizin istediği uyku döngüsünün bir kısmını kesintiye uğratmış olursunuz. Uyku beyni yenileyip gençleştirmekle ilgili bir durumdur. “
Iowa Eyalet Üniversitesi’nde bu ay Sleep dergisinde yayınlanan bir araştırma, uyku kısıtlamasının aslında öfkenizi artırdığını gösteriyor. Sanki beyin ihtiyacı olan dinlenmeyi alamayınca çılgına dönüyor.
Hiçbir şey yapmayın, öylece oturun
“Otur ve hiçbir şey yapma mı?” diye mi soruyorsunuz. Yapılacaklar listenize bakarak gözlerinizi devirdiğinizi hayal edebiliyorum. Gırtlağınıza kadar işlere gömülmüşsünüz, teslim süreleri yaklaşıyor ve gün içinde e-postalarla uğraşmak, uzaktan çalışmak ve çocuklara evde ders yaptırmak için yeterli saat bulamıyorsunuz. Bu mantığa aykırıdır, ancak hiçbir şey yapmamak, üretkenliğinizin gaza basabilmesi için öncelikle fren yapması gibi bir durumdur. Eğer frensiz bir araba olsaydınız, motorunuzu yakardınız. Nörologlara göre, can sıkıntısının haksız yere kötü bir şöhreti var ve aslında yaratıcılığınızı, görevi tamamlayışınızı ve üretkenliğinizi artırabilir.
Rensselaer Polytechnic Enstitüsü’nün Bilişsel Bilimler Bölümü’nde araştırmacı olan nörobilimci Alicia Walf, zaman zaman sıkılmanıza izin vermenin beyin sağlığı için kritik olduğunu söylüyor. Sıkılmanın sosyal bağlantıları geliştirdiğini söylüyor. Sosyal nörologlar, beynin, bir şey yapmadığımız zamnalarda açık olan varsayılan bir networke sahip olduğunu keşfettiler. Can sıkıntısı aslında yaratıcı fikirleri teşvik edebilir, azalan deponuzu yeniden doldurabilir, cazibenizi yenileyebilir ve gelişmemiş fikirlerin ortaya çıkması için bir kuluçka dönemi sağlayabilir.
Sıkıcı, boş ve gereksiz görünebilecek anlarda, baştan beri bazı embriyonik formlarda var olan stratejilere ve çözümlere yer verilir ve bunlar canlanır. Ve beyniniz, çok çalışmadığınızda çok ihtiyaç duyduğu dinlenme moduna geçer. Ünlü yazarlar, en yaratıcı fikirlerinin kendilerine mobilyaları taşırken, duş alırken veya yabani otları biçerken geldiğini söylediler.
Beyniniz, zorunluluklar olmadan boş anlarla, acele edecek, düzeltecek veya başaracak hiçbir şey olmadığında daha mutlu ve sağlıklı olacaktır. Frenleri uyguladıktan ve zevkten başka bir şey yapmadıktan sonra, tekrar gitmeye hazırsınız. Ardından dayanıklılığınızın, yaratıcılığınızın ve üretkenliğinizin yükselişini izleyin.
Kaynak: https://www.psychologytoday.com/us/blog/the-right-mindset/202009/why-scientists-say-boredom-is-good-medicine-your-brain