İster çalışanın el kitabında ana hatlarıyla belirtilsin ister iş yerinde halka açık olarak yayınlansın, genellikle yeni çalışma adayına sözleşme yapmak üzere olduğu kurumun benzersiz kültürünü ve etik standartlarını sunan ilk aşama o şirketin davranış kuralları tüzüğüdür. Ancak bu tüzüğü “biz” açısından oluşturmak iş yeri samimiyet hislerini desteklemeye yardımcı olurken, psikolojik bilimlerdeki araştırmalar, fazla kişiselleştirmenin sahtekârlığın cezasız kalacağı ve etik dışı davranış örneklerini artıracağı algısını da yaratabileceğini düşündürmektedir.
Bilim insanları Maryam Kouchaki, Francesco Gino ve Yuval Feldman’a göre; “Davranış kurallarında kullanılan dil türü… farklı davranışlara yol açar, çünkü insanların grubu veya kuruluşu algılama biçimini değiştirirler”.
Bireylerden, çalışanlar ya da bir grubun üyeleri olarak bahsederken kişisel olmayan bir üslup oluşturmak duygusuz veya mesafeli görünebilir ama “aynı zamanda işyerini ekonomik değiş tokuşa dayalı bir ortam olarak da tasvir etmesi dolayısıyla etik standartların resmi olarak uygulanacağını düşündürtür” der Kouchaki ve çalışma arkadaşları. Diğer yandan daha fazla toplumsal dil (örneğin; Çalışmamızın her alanında bütünlüğe değer veriyoruz), çalışanların “ailenin bir parçası” olma duygusuna katkıda bulunabilir, bu da hatalı davranışın daha fazla tolere edildiğini ve affedildiğini gösterir.
Kouchaki ve meslektaşları, halka açık 188 şirkette kurumsal suiistimalin yanı sıra, 1.443 katılımcıyı içeren sekiz laboratuvar ve saha temelli deney dizisi ile şirket dili, samimiyet algıları ve etik davranış arasındaki ilişkiyi araştırdı.
Bu laboratuvar çalışmalarından biri sırasında araştırmacılar, 203 çevrimiçi katılımcıya, kendi çalıştıkları laboratuvar için yazıldığını söyledikleri sözde davranış kuralları tüzüğünü sundular. Bu tüzükler kişisel olmayan “üye” veya “çalışan” dili veya ortak “biz” dili üzerine inşa edilmişti.
Biz dilinin kullanıldığı araştırmaya katılan katılımcılar, laboratuvarı hem daha sıcak, daha nazik, daha işbirlikçi ve empatik olarak algıladığını ve bir çalışanın hata yapmasının ya da bunun sonucunda ceza almasının diğer dile göre daha az olası olduğunu söyledi.
Araştırmacılar, etik davranışların iyileştirilmesine yönelik uzun bir yol kat edilmesi gerektiğini söylüyorlar. Samimi ve benimsenen bir patron olma ile yanlış davranışın sonuçları olacağını fark ettirmek arasında denge kurmanın buradaki anahtar olduğunun altını çiziyorlar.