- Paylaşım
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
Özgüven; bireyin kendisine yönelik iyi, olumlu duygular geliştirmesi sonucu kendini iyi hissetmesi, bu iyi hissetme sonucunda da kendisiyle ve çevresindeki kişilerle barışık olması, eleştirilere açık olması, duygusal olgunluk göstermesi ve kapasitesini doğru değerlendirme becerisine sahip olması şeklinde tanımlanabilir. Kendimizi ne kadar kabul ettiğimizi ve sevdiğimizi yansıtan özgüven; ilişkilerimizi, iş ve eğitim hayatımızı hatta sağlığımızı bile ciddi anlamda etkilemektedir.
Özgüven insana güç verir, enerjiyi arttırır ve daha fazla çaba göstermeye özendirir. Mutlak başarıyı ve sağlıklı iletişimi etkileyen en önemli unsurların başında “güven” duygusu geliyor. Özgüveni yüksek olan kişiler gerçek potansiyellerini daha iyi ortaya koyuyor, kendilerini daha özgür ve huzurlu hissediyor böylece yapmak istediklerini daha kolay yapıyorlar. Özgüveni eksik kişiler ise iletişim kurmakta güçlük çekiyor, kendilerini sıklıkla kaygılı, öfkelive depresif hissedebiliyorlar. Özgüven eksikliği çoğu kez de depresyon, sosyal kaygı, yeme bozuklukları gibi psikolojik bozuklukların ortaya çıkmasına zemin hazırlıyor.
Özgüven Oluşumunda Etkili Olan Etkenler Nelerdir?
1-) Doğuştan Getirilen Özellikler ve Zeka Düzeyi: Ne kadar olduğunu bilemesek de, hepimizin zekasının bir kapasitesi vardır. Aynı zamanda doğuştan getirdiğimiz özellikler(genetik etki), sahip olduğumuz potansiyelin belirleyicisi olurlar. Örneğin; daha zeki olanlar zeka alanlarında daha başarılı olma ihtimaline sahipken, daha uzun boylu olanlar ise basketbol, modellik vb. gibi fiziksel ölçülerin önemli olduğu alanlarda başarılı olma ihtimaline sahiptir..
2-) Çocukluk Dönemindeki Anne Baba Tutumları: Anne ve babalar çocukların ilk ve en önemli arkadaşları, öğretmenleri ve sevgi kaynaklarıdır. Bu yüzden anne ve babanın her türlü davranışı, tutumu ve sözü çocuğun iç dünyasını şekillendirmesinde etkili rol oynar. Doğduğumuz andan itibaren bilinçli ya da bilinçsizce bazı davranışlar sergileriz ve her davranışımıza karşı çevremizdeki insanlardan özellikle ailemiz tarafından geri bildirimler alırız. Her olumlu bildirim (takdir edilmek,beğenilmek,onaylanmak,sevilmek vb.) özgüvenimizi arttırırken, her olumsuz bildirim (eleştirilmek,cezalandırılmak,sürekli kızılıp susturulmak vb.) özgüvenimizden bir parça kopartıp alır.
3-) Çocuğa Sorumluluk Kazandırma: Çocukta sorumluluk duygusu bebeklik ve çocukluk döneminden itibaren kazandırılmalıdır. Yaşı kaç olursa olsun herkesin kendisinin yapması gereken işleri, görevleri olmalıdır. Özellikle çocukların, yemek yeme, odasını toplama, dişlerini fırçalama, uyku saati, markete gidip ekmek alma gibi sahip olduğu yaşta yapılması mümkün olan görevleri olmalıdır. Bu sayede bir birey olarak görevlerinin sorumluluğunu alabilir ve yaptığında da başarma duygusuna sahip olur. Başardıkça da özgüveni gelişir.
4-) İçinde Yaşadığımız Sosyal Çevre: Sadece ailemizin değil diğer büyüklerimizinde tutumları özgüvenimizin oluşumuna etkilidir. Eğitim şeklimizin, okul ve öğretmenlerimizin, arkadaşlarımızın ve muhatap olduğumuz tüm insanların etkilerini, onlarla olan olan ilişkilerimizi bu grupta değerlendirebiliriz.
5-) Kendi Kişisel Tutumlarımız: Evet bir dönem özgüvenimizi bizim dışımızdaki kişiler, elimizde olmayan birtakım yaşamsal olaylar şekillendirmiş olabilir. Ancak bir süre sonra kendi özgüvenimizi kendimiz şekillendirme şansına ve hakkına sahip oluruz. Kendi iç dünyamızı ve özgüvenimizi yeniden inşa etmek ve geliştirmek bizi insan yapan en önemli çabalardan biridir.